Kebapçı Enver

Cem Sütemmez

Denizlide kebap burada yenir daha iyisini görmedim. Saat 12-1 arası kesinlikle gidin öteki saatlerde kebap kalmıyor. En iyi vakit mart ayı diyorlar. beyhude çatal bıçak istemeyin geleneksel usül diyerek elle yiyorsunuz fakat bizler Arapistan değiliz ki :)))

Bilal Karakas

Buraya üçüncü inkişaf. İlk defa 2001'de daha sonra 2014 şimdi bir de 2015. Ne mekanda ne lezzette ne de konseptte bir değişim var, her şey ilk geldiğim gündeki benzer biçimde. Çarşıda minicik bir dükkan, öğlen 14:30a kadar aleni, daha sonra tası tarağı toplayıp gidiyorlar. Yer ayırtmazsanız arayıp efsunk bir öbek için yer bulmak çok zor olabilir. Mekan o denli minik ki ancak el yıkamak için lavabo var, fakat tuvalet yok. Sipariş vermiyorsunuz, menü yok. Kaç şahıs olduğunuza bakıyorlar, tepside mükemmel bir kuzu eti ve kebap hasımna bulanmış tırnak pideler, domates, soğan, acı biber ve meşrubat getiriyorlar. Çatal bıçak yok, öylesine demiyorum harbiden yok. Elinizle pide ve ete dalıyorsunuz Her ne kadar elle yeme konseptinden çok memnun olmasam da alternatif olmadığından lezzet için katlanılabilir buluyorum denebilir. Lezzet harbiden şahane. Tek bir mevzuya odaklanıldığında o mevzuda ne denli harikalar eserlabileceğinin en net örneklerinden diyebilirim. genel anlamda çok sirkülasyon olduğu için çay içmeden kalktık, bekleyenler otursun diye Denizli'ye yolunuz düşerse kesinlikle gidin yiyin, esasen bir Denizli'li ile dolanıyorsanız sizi kesinlikle sürükler, bu lezzetten yoksun bırakmaz.

Sevvalakdeniz99

Denizli'de cumartesi öğle yemeğinde ne yenir? doğal ki de Denizli Kebabı. Bunu en iyi icra eden yerlerden biri olarak önerilen Enver Usta'ya gittik. genel anlamda bu kebabı icra eden mekanlar pazar kapalı ve etleri 15:00 benzer biçimde sona eriyor buna nazaran gitmek lazım. Üst katta pencere kenarı masamızda kebap siparişimizi verdik ve 3 şahıs 500 gr. istedik. Önden domates, acı yeşil biber ve soğan tabağı geldi. Domatesler, mis benzer biçimde kokuyordu ve biber çok tazeydi. azca yağlı istediğimiz et tepsimiz bolca yağlı pideleriyle masayı şereflendirdi. Çatal olmadığı için mecburen ellerimizle ve pideyle kebabı yedik. niçin buna zorlandığımızı da anlamış değilim ( "Yemeği dokunarak hissedince lezzet tamamlanıyor" deniyor, ben buna katılmıyorum). Kebap lezzetliydi ama hayal ettiğim benzer biçimde de değildi, birazcık hayal kırıklığına uğradım. Et birazcık yavan ve kurumuş geldi. Yağlı kıtır ksıcaklıkmları güzeldi ama fazlası rahatsız edebilir. Konya'nın Fırın Kebabı ile kıyaslarsam Fırın Kebabını tercih edebilirim. Sanırım Fırın Kebabı, tepside kendi suyuyla pişmesinden dolayı çok leziz. Fırınını da inceledim ve odun ateşinde yapılıyor. esasen kıtır yağlı bölgelerinde ve kısmen ette odun ateşinin kokusu ve lezzeti var. Oluşan köz için uzun soluklu olması ve derhal küllenmemesi için Menengiç ağacı odunu kullanıyorlarmış. Bu lezzetlerin yanında meşrubat olarak Zafer gazozunu tercih ettik. 3 şahıs için kebap ve içeceklere 43 TL ödedik. farklı bir lezzet, bence denenmeli...