Gazebo

Ilker U

4.0

mağlupöy'de deniz tarafında iki katli beyaz bir evin bahçesine girip, yeşillikler icinden geçip on on beş ismimda denize uzanıyorsunuz. Gece ayrı, gündüz ayrı eğlenceli Gazebo. Loş ve sarı ışıklarla aydınlatılıyor. Deniziyse suyun icinden aydınlatıyorlar. Deniz çırpıntısı kulağınızda, elinizi uzatsanız deniz, İkinci Köprü uradan çok güzel görünüyor. Güzel yiyip, tıka basa doyup kalkmaya değil de, şarabı açtırıp, başlangıçları sıralayıp söyleşi için tercih edilebilir. Bunun yanında ızgara etleri, makarna ve pizzalarıyla da leziz yemekler servis ediyorlar. Keyifle...

emreb822

4.0

Gazebo, mağlupöy'de Emek Mantı'nın karşı esnasında bitr yalıda hizmet veren denize sıfır bir restoran. aslına bakarsak kafe restoran da diyebiliriz çünkü yiyecek yerine tatlı ve kahve için bile gidebilirsiniz... Bırakın İstanbul'u mağlupöy'de bile gizli saklı kalmış bu mekan (tabelası bile yukarlarda değil yere paralel koyulmuş, dikkatle bakmayan ayrım etmez bile), bize dünya mutfağından örnekler sunuyor. Birkaç merdiven inip sağ taraftaki minik bahçesine paralel birkaç ismim attıktan sonrasında tekrar sağ tarafta buraya adını veren Gazebo'yu görürsünüz. (İtalyanca çardak demekmiş, İtalyancam yok garson arkadaşın yalancsıcaklıkyım) Yeşilliklerle sarılmış bu minik çardak'da (5-6 benlik bir masası var) yiyecek yiyecek harbiden efsunk keyif. şayet önceden rezervasyon yapmış olup orada oturmak istediğinizi belirtirseniz, misafirleriniz için güzel bir sürpriz olur. Çardağın haricinde aleni alanda denize sıfır masaları da var Gazebo'nun ve özellikle güzel havalarda bu masalarda oturup yiyecek sırasında mağlupöy'den boğazcaı izlemek çok hoş. Kışları beyaz ağırlıklı dekoru arasında içeride hizmet sunan Gazebo iki katlı bir mekan fakat 2. katta şimdiye kadar pek bi ekşın göremedim. Sanırım gruplar için özel olarak açıyolar. Menüde her şeyden birazcık var fakat café de paris soslu bonfilesi ünlü ve bir de risottoları. Pahalı bir restoran bulunduğunu da belirtmekte yarar var.

Aydans1212

2.0

Eski, beyaz bir köşk hayal edin. Eski Türk filmlerinden kalma ve nostaljik. Gazebo'yu bir pazar sabahı kalabalık kahvaltı mekanlarından kaçıp sakin bir yer ararken keşfettik. Önünde sıraya girmiş onlarca insan yok. ek olarak saatlerce trafik çtakım arabamı nereye park etsem endişesi de yok. Önünde valeye teslim edip, içeriye giriyorsunuz. Buraya trafiksiz ulaşmak istiyorsanız sahilden değil Hacıosman'dan gelmenizde yarar var. Köşkten içeri girdiğinizde sağda çocuklar için ayrılmış bir alan var. Çocuklarıyla mekana gelenler için düşünülmüş bu kısımda küçük bir çocuk parkı yapılmış. Bu alan gölge ve ağaçlarla çevrili. genel anlamda ebeveynlerden biri burada çocuğuyla ilgilenirken öteki sahile bakan masasında kahvaltsıcaklıknı yapabiliyor. Masaların yanında dileyenler için bebek sandalyeleri de var. Gazebo aslına bakarsak akşam yiyecekleri için çok şık ve duygusal bir restoran. İç ksıcaklıkmdaki masalar da kış ayları için ülkü. Restoranın en eğlenceli bölümü bence sahilin dibinde konumlandırılmış masalar. Arka ksıcaklıkmdaki ayna mekana derinlik kattığı için daha efsunk görünüyor. Toplasanız 10 adet masa ya var ya yok. Kahvaltı menüsü de çok varlıklı. Kahvaltı tabağının yanı sıra, menemen çeşitleri, omlet çeşitleri, peynir tabağı, taze sıkılmış portakal suyu bulabilirsiniz. Bizim şansımıza kahvaltı daha sonra Türk Kahvesi veremediler çünkü makineleri bozulmuştu fakat normalde menüde var. Bu manzaraya ve lezzetlere kıymet diyorsanız birazcık fazla ödemeye de razı olabilirsiniz.